Canımız Özümüz

   Öyleymiş gibi davranmak, böyle birisiymiş gibi konuşmak, kendimizi alakamız olmayan kalıpların içine sığdırmak, kendimizden uzaklaşmak, onaylanmaya ihtiyaç duymak... Bir insan neden kendisine böyle bir eziyeti yapar ki? Başkalarına uymak için oluşturduğumuz kalıpların içinde yaşamımızı ne kadar sürdürebiliriz?
   Hayata başladığımız andan itibaren bir kimliğe sahip olur ve o kimliğimize paralel biçimde kişiliğimizi oluştururuz, yani hepimizin 'şahsına münhasır' diyebileceği eşsiz, benzersiz bir kişiliği var. Hepimiz içimizdeki özle var oluyoruz bu dünyada. Tercihlerimiz, duygularımızı sergileme biçimimiz, ruhumuzu dışarı yansıtma şeklimiz yalnızca bize özel. Bir bakıma, mükemmel kurgulanmış bir sistemin yöneticisiyiz. Öyleyse neden mükemmel sistemimizi başkalarının tercihlerine göre yönetelim? Bize verilmiş bir hayatımız var ve bu hayatı kendimiz için yaşamalıyız. Bahsettiğim şey kesinlikle bencillik değil. Öz değer üzerine kurulu bir sistemden bahsediyorum kendimce. Eksiğimizle, fazlamızla, iyi yönlerimizle ya da kötü yönlerimizle kendimizi kabullenip gerekli onarım ve değişimleri kendimiz için istedikten sonra bizden güçlüsü yok, dolayısıyla kimsenin onayını bekleme ihtiyacına da gerek yok. Yeri geldiğinde kendimize en acımasız eleştirileri yaparken, hak ettiğimiz zaman da en büyük takdiri kendimize yine biz vermeliyiz. Tabi ki dikkat etmemiz en önemli unsur objektif ve adil olmak. Tüm bunları başkalarına ihtiyaç duymadan kendimiz yapabilir duruma gelip, kendimize yetmeyi öğrendikten sonra her şey bambaşka olacak.
Sadece birkaç düşünce ve inanış beyan ettim hepsi bu. Doğruluğu üzerine asla iddiaya giremeyeceğim kadar serbest düşünceler. :)

Yorumlar